Antik çağlarda Bayındır Barajı havzasında yoğun bir iskanın olduğu, insanların gelir düzeyininde yüksek ve sanata düşkünlüğü günümüzde ki mermer yapı malzemelerinden anlaşılmaktadır. Sülün, kartal ve atmaca figürlerinin işlendiği mermer yazıtlar roma ve Bizans döneminde yerleşik kültürün varlığını gösterir. Ayrıca kaya yerleşmeler, kiliseler ve mezalar da bölgede görülür. Buğralar Köyü yakınında bulunan tarihi köprü ayrı bir araştırma inceleme gerektirir. Cibilli Dede olarak bilinen kişi sırtında semeri ile kışları yem bulamayan geyiklere ve ot taşıyarak geyikleri elleriyle besleyip, sevgisini ve hayatını dağlarda dolaşan geyiklere adamış bir hayırseverdir. Gerede'ye yaya olarak gider ve kaya tuzu alarak Aluç dağına geri döner. Bu tuzu Aluç dağı bölgesinde dolaşan geyiklere yedirir. Bu güzel hasleti dolayısıyla da yörede sevilir ve sayılır. Türkiye'mizin bilinen en eski çevrecisi olarak bilinen bu zatı muhteremin geyikleri besleyen tasviri Çamlıdere girişinde tasvir edilmiştir. Avdan köyü yıllardır avlak ve av sahası olarak kullanılmaktadır. Bölgede yaban domuzu, tavşan, keklik, tilki, ayı, kurt ve sayısız kuş türü gözlemlenmektedir. Ayrıca Çamkoru Geyik Üreme Merkezi'nde bulunan geyikler doğal hayata bırakılmaktadır. Soğuksu Milli Parkı'nın devamı olan Aluç Dağı 1849 rakımlıdır. Ondokuzuncu yüzyılda yaşamış Cibilli Dede mesire alanı, Aluç Dağı içerisinde yer almaktadır. Kırkpınarın küçüğü olan yöresel yağlı güreşler bu alanda gerçekleşmektedir. Bölgede jeolojik çeşitliliğinin yanında yaban hayatı ve bitki türlerinin zenginliği de dikkati çeker. Orman içi toprak yollar kullanılarak bölgede dolaşmak mümkündür. Bölgenin en yüksek mevkisi 2040 metre yüksekliğe sahip Benli yaylasındaki Mahya Tepe'dir. Ormanlık ve yazları serin olan en meşhur yayları Benli, Buğralar, Dörtkonak Yaylası, Meşeler ve Çamlıdere Yaylası'dır. Karakteristik coğrafyası, volkanik ve kraterleriyle şehir yaşamından daha değişik bir görünüme sahip olan bölgenin yeşil ve su birikintileriyle buluşan görülmesi gereken yerler ve çevresinde yürüyüş yaparken sıkılmayacağınız rotalar Çamkoru Göleti, Kadınboğazı Deresi Vadisi, Osmansin Köyü civarı gibi yerlerde keyifle vakit geçirebilir, piknikler yapabilir, doğayı keşfedip yaban hayatı yakından tanıyabilirsiniz. Örnek olarak verilen yerlere gidilen yollar tali yollar olabilir, daha siz oraya gitmeyi planlamadan paylaşalım istedik. Çamlıdere coğrafyası Ankara'nın en yüksek ve yağılı bölgesidir. Çamlıdere iç Anadolu Bölgesi ile Karadeniz Bölgesi arasında geçiş kuşağındadır. Böyle bir coğrafyada %17'si Avrupa –Sibirya floristik bölgesine ait elemanlar çoğunlukta, %12'si İran–Turan floristik özelliğinde bitkilere, %6 Akdeniz kökenli bitkilere aittir. Yapılan araştırmalarda 26 tür bitki endemik olduğu kanısına varılmıştır. Bitki örtüsü nimetlerinden faydalanacağız, mahsullerini toplayıp kendinize ve sağlıklı karşımlar yaparken, kışa hazırlık yapabileceğiniz bitki örtüsü çeşitlerinden bazıları böğürtlen, yaban eriği, akçaağaç, alıç, kuşburnu, ardıç, karamuk,porsuk ahlat, yemişen, yaban gülü, akkavak, titrek kavak, kızılcık, dağ muşmulası, yabani fındık, ıhlamur, salkım söğüt, servi, gevrek söğüt, atkestanesi, yalancı kestane, kokar ağaç, dişbudak, kaya sarmaşığı, yasemin, ceviz, katalpa, erguvan, iğde, badem, dut, elma, armut,taflan, altınçanak, güney kandilli, sarı salkım, süs elması, kurtbağrı, ters dut, çınar, hanımeli, mahonya, süs kirazı, süs eriği, frenk üzümü, sumak , ateş dikeni , gül, mürver, keçi sakalı, mor salkım, kelebek çalısı gibi ağaç ve çalı türleri yetişir. Sağlıklı yiyeceklerden sonra yine kendi ferahınız rahatlığınız ve sağlığınız için çeşitli bitki türlerini toplayarak da detoks çayları yapabilirsiniz. Yetişen bazı bitki türleri arasında kekik, yavşan otu,geven, papatya, eplin otu, çoban yastığı, küreçiçeği, sinir otu, sütgelen, gecegölgesi, ısırgan otu, yoğurt otu, kazayağı, binbirdelik otu, ebegümeci, madımak, ketenotu, dağçayı, kedi otu, adaçayı, çoban değneği, kuzukulağı, canavar otu, yakıt otu, yabani keten, şeytan elması, siyahben otu, hindiba, demirdikeni, yabaniçivi, karahardali gelincik, böğürtlen, ateşdikeni, horozibiği, mürmüdüs, zenbil, elmadiş otu, dağ lalesi, öksürük otu, pıtırak gibi bitki türlerine rastlanır. Endemik olanlar şunlardır: Ankara karanfili, dolama otu, kuzu otu, çakır otu, samançiçeği, papatya, peygamber çiçeği, sarı tekesakalı, mercangüş, çançiçeği, emzik otu, sığırkuyruğu, nevruz, keten otu, karabaz otu, sümbül, ağlayan gelin, safran, süsen, Ankara çiğdemi. Pelitçik fosil ormanı Çamlıdere Barajı kıyısında bulunan bölgede, günümüzden 23 milyon yıl öncesinde (oligo- miyosen bölümde) meydana gelmiştir. Fosillerin çoğu yapılan araştırmalara göre geçmiş dönem iğne yapraklı türlerden ibarettir. Pelitçik fosil ormanı jeolojik ve jeomorfolojik değerler ile birlikte önemli jeo-turizm potansiyeline sahiptir. 1. derece doğal sit alanı 2007 yılında Kültür varlıkları ve müzeler genel müdürlüğünce ilan edilmiştir. Çamlıdere merkezine vardıktan sonra sıkılmadan vakit geçirebileceğiniz bir gün sizleri bekliyor, gün içerisinde dolu dolu tarihi kültürün, jeo-parkların, oyuncak müzesinin, doğal yaşam müzesinin, dondurulmuş hayvanların bulunduğu müzenin bulunduğu ve ayrıca çevresinde jeopark ve inanç turizmi yapabileceğiniz noktalarında olduğu keyifli bir lokasyondur. Karnınız acıkınca da birbirinden enfes orta anadolunun çeşitli ve zengin menüsü eşliğinde kendinizi doyurabileceğiniz bir yerdir.