Ankara’nın kuzey kısmında yer alan Kızılcahamam, Bolu ve Çankırı illerinin arasında yemyeşil bir doğada konumlanır. Milli parklara ve 100.Yıla Doğru Hatıra Ormanı’na komşu olan bölgede yapılabilecek birçok aktivite bulunur. Kızılcahamam gezilecek yerler rehberini ise sizler için derledik! Kızılcahamam’da gezilecek yerleri de genellikle milli parklar ve orman oluşturur. Ancak kısa bir seyahat ile çevre il ve ilçeleri ziyaret edebilir, sevdiklerinizle birlikte keyifli zaman geçirebilirsiniz.
Ankara’nın en yeşil bölgelerinden biri olan Kızılcahamam, denizden yaklaşık 1 km yükseklikte bulunur. Üç tarafı ormanla kaplı olan bölge, termal kaplıcaları ile ünlüdür. İlin kuzey kısmındaki ilçede pek çok otel ve tesis, ziyaretçilerin kaplıca sularından yararlanmasına yardımcı olur. Tertemiz havası ve şehir gürültüsünden uzak olması ile sakin bir tatil geçirmek isteyen herkes için ideal bir seçim olan Kızılcahamam; Bolu, Çankırı ve Karabük sınırlarına yakınlığı ile de öne çıkar. Antik çağlardan beri yerleşim yeri olarak kullanılan bölge, şifalı suları ile tarih boyunca önemini korumuştur. Hititlerden Lidyalılara kadar bu topraklar üzerinde yaşamış her medeniyet, bölgeden en aktif şekilde yararlanmaya çalışmıştır. Ülkemizin en faydalı kaplıca suları arasında yer alan Kızılcahamam bölgesi birçok hastalığın tedavisinde yardımcı rol üstlenir. Termal suyun faydalarının hangi hastalıkların tedavisinde kullanıldığını incelemek için linke tıklayabilirsiniz.
Üç tarafı ormanlarla kaplı olan Kızılcahamam bölgesinde yapılabilecek birçok aktivite bulunur. Doğa tutkunlarının ve adrenalin sevenlerin katılabileceği outdoor etkinlikler kadar, ailenizle birlikte keyifli zaman geçirebileceğiniz parklar da bölgede yer alır.
Soğuksu Milli Parkı, Kızılcahamam’da gezilecek yerlerin başında gelir. Çam ağaçları ile kaplı olan milli park, sevdiklerinizle keyifli vakit geçirmenize de olanak sağlıyor. Hafta sonları oldukça kalabalık olan milli parkta piknik yapabilir ve doğanın tadını çıkartabilirsiniz. Aynı zamanda doğa yürüyüşleri ve spor aktiviteleri de park içerisinde kolayca gerçekleştirilebilir. Ücretsiz olarak girilen milli parkın içerisinde kafe ve restoranlar da bulunur. Heyecan arayanlar için bir Çam Hotel hizmeti olan ATV turları ve motor sürüşleri gibi çeşitli etkinlikler de Soğuksu Milli Parkı’nda ziyaretçilere sunulur. Dağ bisikletiniz varsa orman içerisinde sürüş yapabilir ve park içerisinde yaşayan 160 farklı kuş türünü görebilirsiniz. Park içerisinde kamp yapma imkanı da sunulmaktadır.
Birbirine yakın şekilde konumlanan çeşmeler ve ziyaretçiler için sunulan tuvaletler sayesinde ilgi gören bir kamp yeri haline gelen milli parkta yabani hayvanlara karşı dikkatli olunması önemlidir. Güvenlik görevlilerine kamp yapılacağı bildirilir ve kamp alanı gösterilir. Bu sayede oluşabilecek acil durumlarda en hızlı şekilde aksiyon alınması sağlanır. Soğuksu Milli Parkı hakkında daha fazla bilgi öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz.
Kızılcahamam’da gezilecek yerler arasında yer alan en ilginç bölge ise Abacı Peri Bacaları’dır. Yaklaşık 5.000 metrekarelik bir alana yayılmış olan peri bacalarının M.Ö. 1700 yılına dayandığı düşünülmektedir. Belediye tarafından düzenlemeleri yapılan bölge, tamamlandığında ziyaretçilerine seyir terasları ve dinlenme alanları da sunuyor.
Tarihi Sümela Manastırı’ndan önceye dayanan Alicin Manastırı, turistlerin de yoğun ilgisini çeken yerlerden biri. Bir vadi yamacında, tabandan 70 metre yükseklikte yer alan manastıra ulaşım zorlayıcı olabilir. Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildiği ve sığınma alanı olarak kullanıldığı düşünülen Alicin Manastırı, oldukça yüksekte ve yamaçta konumlanması nedeni ile ziyaret edilmesi zorlu yerlerin başında geliyor. Genellikle dağcılık tecrübesi olan kişilerce ulaşılabilen manastıra, bölge halkından yardım alarak çıkabilirsiniz.
Bir dönem bölgenin merkezi olarak kullanılan ve günümüzde küçük bir yerleşim yeri olan Mahkeme Ağacin Köyü, mağaraları ile ünlüdür. Köyün altında yer alan inler ve mağaralar, yapılan restorasyon çalışmaları ile ziyarete açılmıştır. Yapılan incelemeler, bölgedeki mağaraların Roma İmparatorluğu’ndan saklanmak amacıyla ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiğini göstermektedir. Bölgedeki bazı mağaraların içerisinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkartılan motifler ve kullanım düzeni, kilise olarak inşa edildiğini gösterir niteliktedir.
Bölge sakinlerinin desteği ile gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sonucunda inşa tarihinin ilk Hristiyanlık dönemine kadar uzandığı belirlenmiştir. Köyün yakınlarında bulunan İndibi mağaraları da ziyaretçilerin en çok tercih ettiği yerlerden biridir. Kış aylarında ulaşımın tehlikeli olduğu bu mağaraları, yaz aylarında kısa bir tırmanış ile ziyaret edebilirsiniz.
Soğuksu Milli Parkı’ndan biraz daha uzak olan Aluçdağı Tabiat Parkı, Kızılcahamam’da görülmesi gereken yerlerden biridir. Paintball, at biniciliği ve okçuluk gibi farklı aktivitelerin de ziyaretçilere sunulduğu Aluçdağı Tabiat Parkı’nı mutlaka ziyaret etmenizi öneririz.
Halk arasında Gavur Kalesi olarak da adlandırılan yapı, ulaşımın oldukça zor olduğu bir tepede konumlanır. Vadi tabanından 300 metre yükseklikte bulunan kale, yaklaşık 300 metre uzunluğundadır. İlk çağlarda inşa edildiği düşünülen kale, çevreye hakim konumu ile ideal bir gözlem noktası oluşturuyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde karakol olarak kullanıldığı da düşünülen kale, yalnızca profesyonel tırmanışçılar tarafından ziyaret edilebilmektedir. Oldukça yüksek bir konumda bulunan ve yamacın kenarında yer alan kale, tarihi ve konumu sebebiyle Kızılcahamam’da gezilecek yerler arasına girmiştir.
Kızılcahamam’a yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta olan kalenin çevresi ormanlar ile kaplı. Volkanik kayalardan oyularak inşa edilen kalenin Roma döneminden kaldığı düşünülmektedir. Beş kat olarak inşa edilen kalenin Osmanlı İmparatorluğu döneminde üs olarak kullanıldığı düşünülmekte. Akşam üstü yapılacak ziyaretlerde muhteşem bir gün batımı manzarası yakalamanız da mümkün.
Kızılcahamam’da gezilecek yerlerden en ilginci de Pazar Köyü’dür. Roma döneminden günümüze kadar sağlam şekilde ulaşan yapıların hala kullanıldığı köyde pek çok ibadet alanı bulunur. Çevresinde yer alan diğer yerleşim yerlerine göre daha gelişmiş olan köyün, bir dönem merkez olarak kullanıldığı düşünülmektedir. 19.yüzyılda inşa edilen Halil Ağa Camii’ne de ev sahipliği yapan köyde tarihi binalar kadar çeşmeler de bulunur. Kendine has mimari özellikleri ile sadece Kızılcahamam ziyaretçilerinin değil, Ankara’ya gelen herkesin görmesi gereken yerler arasındadır.
Taşlıca Köyü’nde yer alan türbeler, Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi’ye aittir. Horasan Erenlerinden olan ve Anadolu’nun Türk-İslam ülkesi haline gelmesinde büyük emekleri olan Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi, Türk ordularından daha önce buraya yerleşmişlerdir. Rivayete göre Selçuklu Devleti Hükümdarı Alaaddin Keykubat, Başköy Kalesi’ni fethetmek için çıktığı seferde Taşlıca Köyü’ne uğrar. Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi, Türk askerlerini karşılar ve ayran ikram etmek isterler. Kırmızı Ebe hazırladığı taze ayranı, yakınındaki taş oluğa döker. Askerlerin mataralarını doldurmalarına rağmen oluktaki ayran hiç azalmaz. Yaşanan olay Sultan’ın kulağına gider ve bölgedeki topraklar, Kırmızı Ebe’nin oğlu Oruç Gazi’ye bağışlanır. Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi türbeleri 2001 yılında restore edilmiştir.