Günümüzde, birçok insanın özellikle de 65 yaş ve üzeri yaş grubunun sıkça karşılaştığı ilerlemiş kas hastalıkları ve bunu takip eden kuvvet azlığı, eklem hareketlerinde kısıtlamaya sebep olmaktadır. Bu tür kas hastalıklarının neden olduğu düşük hareket kapasitesi, yaşlılık dönemindeki insanların sağlıklı bir hayat sürmesini bir hayli zorlaştırır. Peki tüm bu sorunlara cevap olan fizik tedavi nedir?
Hareketsiz geçirilen dönemlerin ve sporsuz yaşamın büyük etkisinin olduğu kas hastalıkları, fiziksel aktivitede zayıflamaya neden olur. Bu düşen kas gücünü ve hızını geri kazanmak için fizik tedavi uygulanmaktadır.
Fizik tedavi, duruş bozukluğu ve kas dengesizliğini düzenleyerek hareket etme kabiliyetini ve dayanıklılığı arttırır. Hastalık yönetimindeki asıl amaç düzgün çalışan fonksiyonların düzeyini korumak ve yüksek bir yaşam kalitesi sunmaktır. Bu yüzden de fizik tedavi ve rehabilitasyon sağlayan merkezlerinin önemi oldukça büyüktür.
Fizik tedavinin ana hedefi ağrısı olan hastaların ağrılarını gidermek ya da azaltmaktır. Erkenden teşhis edildiğinde ise, en kısa sürede ve en uygun tedaviye karar verilmesini sağlamasıdır. Doğru zamanlama ile yapılan müdahale hastayı kritik bir durumdan kurtarabilir.
Fizik tedavi nedir sorusu kadar fizyoterapist kimdir sorusu da önemlidir. Fizyoterapistler, sağlıklı insanların sağlığını koruyan ve daha da iyi olmasını sağlayan, rahatsız olan kişilerin ise hastalığını teşhis edip profesyonel bir egzersiz (tedavi) programı hazırlayıp onları iyileştirmeyi amaçlayan uzmanlardır. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhis edilen kas, bel fıtığı, boyun fıtığı gibi sorunlar fizyoterapistler tarafından öngörülecek fiziksel egzersizler ile düzenli ve gerektiği sürelerde uygulanarak hastalığın ilerlemesi durdurulur ve hastanın genel durumu iyileştirilir.
Hareket etmemizi sağlayan tüm eklem bölgelerinin (dirsek, bel, bilek, boyun, omuz, diz…) rahatsızlığından kaynaklanan ve büyük çoğunluğunun kemik ve kas sorunlarının oluşturduğu hastalıklar fiziksel tedavi yöntemiyle iyileştiriliyor. Ağrıları kontrol altına almak ve oluşan hasarı en aza indirgemek için fizik tedavi kaçınılmazdır.
Dünyada yaşlı nüfusun giderek artması ve yaşam süresinin uzamasıyla tüm dünya çapında, birçok hastalığın görülme sıklığında artış gözlemlendi. Genel olarak yaşlı bireylerin hastaneye başvurma sebebi kas ve iskelet sisteminden kaynaklanan rahatsızlıklar olduğu belirtiliyor.
Fizik tedavi nedir sorusunu cevapladıktan sonra göz attığımız Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre Fizik tedavi ve rehabilitasyon hastalıkları arasında tedavi alan 65 yaş ve üzeri hastaların tanılarına göre bel bölgesi hastalıkları %17 ile ilk sırada saptandı. Ardından görülen en sık hastalığın %15,8 diz bölgesi hastalıkları olduğu saptandı.
Bunları sırasıyla boyun bölgesi hastalıkları ve Omuz Bölgesi hastalıkları takip ediyor. Bu hastalıklara sebep olan nedenler arasında ilerleyen yaşın yanında kilo artışı, depresyon ve stresin de bulunduğu gözlemleniyor. Bu sebeplerden dolayı fiziksel iyileşme gecikmekte ve ağrıların artmasına neden oluyor.
Baş ağrısından sonra görülen en sık ağrı tipi olan bel ağrısı kişilerin yaşam kalitesini düşüren bir sağlık sorunudur. Nüfusun büyük çoğunluğunun maruz kaldığı bu hastalık bir aktivite sonucu meydana gelebilir. Diğer yandan; hareketsiz yaşam, ağır yük kaldırma, duruş bozukluğu, uzun süre araba kullanmak, aşırı alkol ve sigara tüketimi, fazla kilolar ve stres gibi sebepler de bel ağrısına yol açan faktörlerdendir. Bu yüzden oluşan bel ağrıları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Bel ve sırt sağlığına dikkat etmek için düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite yapılması gerekir. Sırt üstü yüzerek veya düzenli bir yürüyüş programı belirleyerek (sırtın kamburlaşmamasına dikkat ederek) basit bir şekilde kasların gelişimi sağlanabilir ve bel ağrısı önlenebilir.
Boyun başımız ile vücudumuz arasındaki köprü görevi gören ve başımızı destekleyip rahat hareket etmesini ve dengede durmasını sağlar. Kafadan gövdeye geçen tüm damarları, sinirleri korumakla görevlidir. Vücuttaki en karmaşık eklem yapısına sahip olan yer boyundur. Çok yaygın görülen bir rahatsızlık olduğu için her yaşta insanda görülmektedir. Ağrı, genel olarak hafif şiddetli ve geçici özelliktedir.
Günümüzde özellikle ofis çalışanlarında ve bilgisayar kullanan insanlarda daha sık rastlanır. Yaşın ilerlemesiyle de ağrının seviyesi artış gösterir. Boyun ağrıları nedeni çoğunlukla yumuşak doku zorlanmalarından kaynaklanmaktadır. Boyun ağrısı yaşayanların, kol destekli bir sandalyede, omuzları geride ve ayakları yere değecek şekilde oturmaları önerilir.
Uzun bir süre ve hareketsiz olarak masada otururken veya bilgisayar kullanırken 45 dakikada bir 5 dakikalık periyotlar halinde ara verip, ayağa kalkılmalı, yürüme ve gevşeme egzersizleri yapılarak boyun ağrıları oluşumlarının önüne geçilebilir engellenebilir.
Yürümek, oturmak, merdiven inip çıkmak hayati önem taşıyan hareketleri yapmamızı sağlayan diz, en önemli eklemdir. Dizlerde meydana gelebilecek bir rahatsızlık (menüsküs yırtığı, iltihaplı eklem gibi), günlük yaşamı son derece olumsuz etkiler. Hasarlı ekleme fiziksel tedavi aracılığıyla doku onarımı yapılabilir veya dokuda kan akışı sağlanabilir. Güçlenen kas grupları sayesinde ağrılar git gide azalabilir.
En başından hiç diz ağrısı çekmemek için ise sağlıklı kiloda kalmaya çalışılmalıdır çünkü uygun kiloda olmayan bir insan her merdiven inip çıktığında dizlerine ciddi bir yük bindirir. Yumuşak ve desteksiz zeminler dizlere daha fazla yük bindirip dengeyi bozacağı için hasar alma riskini arttırmaktadır.
Omuz eklemi, kol ile gövde arasında bulunan oldukça hareketli bir eklemdir. Uyum içinde çalışan kürek kemiği ve köprücük kemiğinin hareketi omzun normal görevini gerçekleştirmesini sağlar. Bu yüzden genellikle kolunu kullanarak çalışan kişilerde ortaya çıkar.
Omuz hareketlerinde oluşan kısıtlılık, giyinme ve soyunma aktivitelerinde zorlanmaya sebep olabilir ve hastanın elini sırtına doğru hareket ettirmesine engel olur. Omuz aşınması ve yırtıklar nedeniyle ortaya çıkan ağrılar, ilaç tedavisi daha da önemlisi fizik tedavi gerektirir.
Her ağrıda olduğu gibi düzenli spor yapmak kas yapısını güçlendireceği için, düzgün bir duruşa sahip olmak omuzda yaşanacak sorunları da henüz yaşanmadan ortadan kaldırmış olur. Özellikle yoğun iş ortamlarında dik duruşa pek önem verilmemesi ileride omuz ağrılarının artmasına ve iskelet sisteminin bozulmasına sebep olabilir. Bu nedenle olabildiğince pozisyon değiştirmeli ve hareketsiz kalmaktan kaçınmalıyız.
Fizik tedavi nedir, hangi hastalıklar için kullanılır sorularını cevapladık. Sırada fizik tedavi yöntemleri var.
Fizik tedavide en yaygın kullanılan tedavi şeklidir. Bu konuda özel eğitim almış fizyoterapistler tarafından eklemlere veya yumuşak dokulara gevşetme teknikleriyle uygulanan hareketlerdir. Eklem bölgesindeki kan akışını ve hareketi arttırarak, kasları gevşetmeyi, ağrıları azaltmayı ve rahatlatmayı sağlar. Eğer kasların güçlenmesi gerekiyorsa aktif egzersizler ile kasların çalıştırılıp güçlendirilmesi sağlanır.
Fizik tedavide, kan dolaşımını ve yumuşak doku esnekliğini sağlamak amacıyla yüzeysel ısıtıcılar kullanılır. Bu tedavi, eklemlerdeki sertliğin azaltmasının yanında dokuların iyileşmesine de büyük katkı sağlamaktadır. Sıcak nemli kompresler uygulayarak hastanın rahatlaması amaçlanır. Aynı zamanda termal kaplıcalar, fizik tedavi sırasında oldukça destek olmaktadır.
Soğuk uygulamanın amacı ise kan dolaşımını ağırlaştırmak ve sinir ileti hızını yavaşlatarak ağrı duyum hissini azaltmaktır. Bu sayede hastalar ödemden ve kas spazmından kolayca kurtulabilir.
Ultrason, bir insanın işitebileceği seslerden daha yüksek frekansa sahip ses dalgalarıdır. Bu yöntem fizyoterapide yumuşak dokular üzerine uygulanır ve küçük titreşimler sağlar. Bu mikro masaj etkisi sayesinde dokudaki dolaşım artar ve ağrılar azalır. Yeni dönemde soğuk uygulamanın ve ultrasonun etkilerinin birleştirilmesiyle daha güçlü ve etkin bir tedavi yöntemi yaratılmıştır.
Hidroterapi de ise suyun kaldırma kuvveti, basıncı ve direnci gibi özellikleri kullanılır. Sağlığın yeniden kazanılması ve çeşitli sebeplerden dolayı kaybedilen fiziksel yetilerin yeniden kazanılması amacıyla kullanılır. Fizyoterapistler tarafından hazırlanmış hidroterapi egzersiz programları havuz içi veya girdaplı su banyosu içinde uygulanır. Ayrıca insanda gevşeme, uyku bozukluğu ve strese de iyi gelebilir.
Termal suyun faydalarını daha detaylı öğrenmek için blog yazımızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Her hücrenin sağlıklı çalışabilmesi için elektriksel bir aktiviteye ihtiyacı vardır. Titreşimli manyetik alan tedavisi, vücut dokularını canlandırır. Ağrılı bölgeye uygulanan basit ve güvenli bir tedavi yöntemidir. Ağrı tedavisinde ve doku iyileşmesinin hızlandırılmasında etkilidir. Bu doğal metot birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Tedavinin oldukça geniş bir uygulama alanına sahip olması, kolay uygulanabilmesi, doğal bir metot oluşu ve yan etkisinin olmaması, magnetoterapiyi oldukça önemli bir yere taşımaktadır.
Genel olarak yaşlanma etkilerini geciktirmek ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla kullanılan bir tedavidir. Boyun fıtığını, kas ve iskelet sistemlerini iyileştirmekte ve yaralarda iyileşmeyi sağlamaktadır. Bu uygulamada kullanılan lazer tipleri çok düşük enerjiye sahiptir. Isıtılan dokuda ağrı yapmakta olan toksinleri yok eder ve uzun süreli etkisinin yanında yan etkisinin olmaması en büyük avantajıdır.
Elektro terapi, ağrıları yok etmek ve güçsüz kasları güçlendirmek amacıyla çeşitli frekanslardaki elektrik akımından faydalanılan tedavidir. Kronik ağrılarda dolaşımı hızlandırmak ve ödemi azaltmak amacıyla kullanılmaktadır. Düşük şiddette verilen akım sayesinde duyu sinirlerini azaltarak ağrı hissini yok etmeyi amaçlar.