İnsan vücudunun yaklaşık %75’inin, kanın ise yaklaşık %92’sinin sudan meydana geldiğini göz önüne alınca suyun hayati önemi daha net anlaşılabiliyor. Yetişkin bir insan günde 2-3 litre suya ihtiyaç duyuyor olmakla birlikte, içilen suyun alkali özellik taşıması da sağlık açısından önem taşıyor. Peki alkali su nedir?
Suyun pH değerine göre alkali olup olmadığı tespit edilebiliyor. İnsan hayatında kritik öneme sahip olan suyun bilinçli şekilde tüketilmesi gerektiğinden hareketle, sizler için hem suyun insan hayatındaki önemi hem de alkali su ve alkali suyun faydaları hakkında detaylı bir inceleme yaptık.
Yeterli miktarda tüketilmediği durumda insan sağlığı üzerinde büyük olumsuzluklar yaratan suyun temizlenmesi için kullanılan yöntemler onu biyolojik kirlerden arındırıyor, ancak suyun doğal yapısını geri kazandırmıyor.
Doğal yapısında tüketilmeyen su ise vücutta biriken toksinleri ve asidik artıkları temizleyebilecek nitelikte olmuyor. Dolayısıyla içtiğimiz suyun vücudumuza fayda sağlayabilmesi için temiz olması yeterli olmayıp, aynı zamanda sağlıklı ve fonksiyonel hale getirilmesi gerekiyor.
Bunun için de içme suyunun aşağıdaki 4 temel özelliği bir arada bulundurması gerekiyor:
Saydığımız bu 4 özelliğin hepsinin bir arada bulunması önemli olmakla birlikte biz burada suyun alkali olma özelliğine değineceğiz.
Herhangi bir besinin pH değeri o besinin kimyasal olarak hidrojen kuvvetini ifade ediyor. pH değeri 7 ile 14 arasında (14 dahil) olan besinler bazik, yani diğer adıyla alkali nitelikte oluyor. pH değeri 7’den daha küçük olan besinler ise asidik özellik taşıyor. pH cetvelinin ortasında yer alan 7 değeri ise ilgili besin ya da çözeltinin nötr özellik taşıdığını gösteriyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik uyarınca pH değeri 6,5 ile 9,2 arasında olan sular insan sağlığına zararlı olmayan ve içilebilir su olarak kabul ediliyor. Hidrojen kuvveti bakımından ise pH değeri 7,5 ile 8,5 arası olan sular bazik, yani alkali su olarak tanımlanıyor.
Suyun alkali özellikte olmasının faydalarına geçmeden önce, temel yaşam kaynağı olarak insan vücudu için önemine değinmekte yarar var.
Maden suları ile ilgili bilgi edinmek için ise buraya tıklayabilirsiniz.
Daha önce de bahsettiğimize benzer şekilde suyun hayati önemini daha da detaylandırmak gerekirse, öncelikle tüm yaşamsal fonksiyonlarımızın yeterli su alımına bağlı olduğunu unutmamak gerekiyor. Öte yandan insan vücudu kendisi için hayat kaynağı olan suyu maalesef depolayamıyor.
Gün içinde terlemenin yanı sıra idrar ve dışkı yolu ile de sürekli su kaybediyoruz. Kaybettiğimiz suyun yerinin doldurulması için günlük tükettiğimiz su miktarının yeterli olması oldukça önemli.
Su, biyolojik çözücü olma özelliğiyle vücudun mineralleri, glikozu, vitaminleri ve amino asitleri emerek özümsemesini sağlıyor. Terleme yoluyla vücuttan atılan su, vücudun ideal sıcaklığını koruyor. Vücuttaki toksinler ve atıklar su aracılığıyla vücuttan dışarı atılıyor.
Eklem ve kasların ihtiyaç duydukları yağlanma da yine su sayesinde gerçekleşiyor. Bunların yanı sıra böbreklerin düzgün çalışması da vücudun yeterli su alımına bağlı. Hayati organlarımızı koruyarak yastık görevi gören su, aynı zamanda nefes alabilmemiz için oksijeni nemlendiriyor.
Eklem ve kas ağrılarını giderme yöntemleri hakkında detaylı bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Sağlığına önem veren her yaştan insanın içebileceği alkali suyun faydaları şöyle sıralanabilir:
Güçlü bir antioksidandır: Vücuttaki toksinlerin nötr hale getirilmesini ve vücuttan atılmasını sağlar.
Kilo vermeye yardımcı olur: Yağların asıl amacı vücudumuzda var olan ve atılamayan toksinlerin vücuda yayılmasını önlemektir. Alkali su sayesinde toksinlerden arınmış olan vücut artık yağ yakmaya geçebilir. Bu sayede de kilo vermek çok daha kolay olur. Çok sık duyduğumuz bir şikayet olan “Su içsem yarıyor ve kilo veremiyorum” ifadesinin altında aslında bu yatar. Kilolu insanların vücudunun pH seviyesi asidik olduğundan dolayı kilo vermeleri için öncelikle vücut pH’ını dengelemeleri gerekir.
Enerji verir: İnsan kanının pH seviyesi yaklaşık olarak 7.4’tür. Yani kanımız aslında hafif alkalidir. Kandaki pH seviyesindeki hafif bir dalgalanma bile çok ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Vücudumuzdaki organların ise pH seviyeleri değişkendir. Vücudumuz genel pH dengesini hep 7.4’te tutmak için uğraşır. Alkali su vücut için ideal olan pH seviyesi sayesinde organlarımızın rahat çalışmasını sağlar ve bu da kendimizi daha enerjik hissettirir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir: Alkali suyun antioksidan özelliğinin bir başka getirisi olarak, toksinlerden arınan vücutta faydalı bakterilere yer açılır. Bu sayede bağışıklık sistemimiz daha güçlü olur.
Vücudun nem dengesini korur: Hücreler tarafından emilen alkali su nemlendirici işlevi de görür.
Cildin yaşlanmasını geciktirir: Düzenli şekilde tüketilen alkali su cilde esneklik kazandırır. Ayrıca ten rengindeki dalgalanmaların önüne geçer. Toksinlerden arınan ciltte akne üretimi de durur.
Kan basıncını dengeler: 2001 yılında “Şangay Koruyucu Tıp Dergisi”nde yer verilen bir araştırmaya göre, 6 ay kadar süreyle düzenli alkali su içmek kan basıncını ve kan şekerini düzenlerken aynı zamanda kolestrolü de düşürür.
Sindirim sistemini destekler: Fazla miktarda baharatlı yiyecek, alkol, aşırı miktarda yemek ve stres gibi faktörler asit oluşumuna sebep olur. Bu asit mide borusuna geri döndüğünde reflü gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Alkali su, bu asidik ortamı engelleyerek sindirim sisteminin rahat çalışmasını destekler.
Alkali suyun kanser gibi birçok ciddi hastalığı önlediği veya tedavi ettiği yönünde iddialar bulunuyor. Kanser hücrelerinin asidik ortamda oluştuğundan hareketle, alkali suyun vücudu bazik hale getirdiği ve kanserli hücrelerle mücadele edebileceği düşünülebilir ise de bu yorumlar tıbbi olarak kanıtlanmış değil. Bu nedenle bu tür hastalıklarda mutlaka uzman doktor gözetiminde hareket edilmesi gerekiyor.
Her şeyin olduğu gibi alkali suyun da fazlası zarar. Kontrolsüzce alkali su tüketmek vücudun normal pH dengesini bozarak sıkıntılara sebep olabiliyor. Mide bulantısı, kusma, ellerde titreme, el ve ayaklarda karıncalanma, kas seğirmesi gibi çeşitli belirtilerle kendini gösteren “metabolik alkaloz” durumunu yaşamamak için alkali su tüketimi kontrollü yapılmalı. Ayrıca böbrek rahatsızlığı bulunan kişilerde alkali suyun içinde bulunan mineraller vücuttan atılamayarak birikmeye başlayabiliyor.
Alkali suya en çok başvuranların başında kilo vermek isteyen kişiler geliyor. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere alkali su tüketmek, kilo vermek konusunda büyük bir yardımcı olabiliyor.
Öte yandan alkali su tüketimi kontrolsüz şekilde yapıldığı zaman bunun vücutta ağır tahribatlar yaratma riski de bulunuyor. Bu nedenle kilo vermek için sürekli ve fazla şekilde alkali su tüketmek yerine mutlaka bir uzman doktor kontrolünde diyet programı takip etmek gerekiyor.
Alkali su hazırlanışı oldukça kolay. 2 litrelik suya 1 yemek kaşığı karbonat atılarak karıştırılır. Birkaç saat bekletilen suyun pH değeri artar ve alkali hale gelir. Bir başka yöntem olarak, bir limon dilimlenir ve 2 litre suyun içine atılır. 8 saat bekletilen su yine alkali hale gelmiş olur.
Israrla belirtmek gerekir ki alkali suyun tüketim miktarı uzman doktor önerisiyle belirlenmelidir.
Kızılcahamam termal otel özelliği taşıyan Çam Otel olarak sizlere ayrıcalıklı bir tatil sunarken sağlığınıza da değer veriyoruz. Çam Otel restoran hizmetleri dahilinde misafirlerimize sunulan yiyecek ve içeceklere gösterdiğimiz özenle içme sularının da optimum pH değerinde olmasına dikkat ediyoruz. Siz de Çam Otel’de sağlığınızın ön planda olacağı eşsiz bir termal tatil keyfi yaşamak için rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.