Jeopark nedir sorusu çoğu kişinin merak ettiği bir konudur. Sık sık karıştırılan bir kavram olan jeopark, ulusal ve uluslararası önem taşıyan bölgelere denir. Peki tam olarak jeopark nedir? Jeopark neden önemlidir?
Türkiye, coğrafi konum itibariyle pek çok jeopark alanına ev sahipliği yapan bir ülkedir. Dolayısıyla ülkemiz içerisinde farklı özelliklere sahip birçok jeopark görmek mümkündür. Başta turizm olmak üzere farklı sektörler için oldukça önemli olan jeoparklar, aslında bir ülkenin jeolojik mirasları arasında yer alır. Peki söz konusu jeopark nedir?
Çam Otel olarak bu yazımızda jeopark konusu hakkında detaylı bir içerik hazırladık. Eğer siz de jeopark nedir öğrenmek istiyorsanız yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
Ek olarak, Türkiye'de En Çok Tercih Edilen Turizm Çeşitleri Nelerdir? başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Jeopark kavramına hakim olmak için ilk olarak jeosit nedir bilmek gerekir. Jeosit; mağaralar, fosiller, kanyonlar, mineral toplulukları veya yer şekilleri gibi doğal oluşumları ifade eder. Jeolojik miras olarak da bilinen jeositler, bir ülkenin en önemli değerleri arasında yer alır.
Jeopark ise bir veya birden çok jeosit alanının bulunduğu bölgeye denir. Ulusal ve uluslararası olarak önemli olan jeopark alanları, aynı veya farklı jeositlerin bir arada bulunduğu özel olarak korunan bölgerdir.
Öyle ki bu jeositler; bilimsel kültürel veya görsel açıdan oldukça önemli olabilir. Dolayısıyla çoğu jeopark alanında bilimsel çalışmaların yütürüldüğünü görmek de mümkündür. Ayrıca jeopark alanları, bilimsel çalışmalar yürütüldüğü sırada da ziyarete açılabilir. Bunun nedeni ise bilimsel araştırmalar ile birlikte sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan da kalkınma sağlamaktır.
Aslında jeopark alanları, pek çok açıdan değer taşıyan bölgelerdir. Bu nedenle yalnızca bilimsel değil, ekonomik, kültürel ve turizm faaliyetleri için de oldukça önem taşıyan alanlardır. Daha da önemlisi ise jeopark alanların sürdürülebilirlik anlayışına uygun bir şekilde korunmasıdır.
Ek olarak jeopark alanların, jeolojik mirasın korunmasında ve gelecek nesillere aktarılmasında büyük bir katkısı olduğunu da belirtmek gerekir. Çünkü bu alanlar, sürdürülebilir bir anlayışa hakim olan alanlar olarak karşımıza çıkar. Böylece yerel halkın kalkınmasında da rol oynar.
Bir bölgede jeoparkların oluşması için birtakım doğa olaylarına ihtiyaç vardır. Bu noktada tektonik ve volkanik hareketler, zaman içerisinde jeositlerin ve sonuç olarak jeopark alanların oluşmasına neden olur. Ancak oluşan jeoparkları korumak için ise afet azaltma stratejilerine başvurulmaktadır.
Bununla birlikte bir alanın, uluslararası statüde jeopark ilan edilmesi için belirli kriterleri taşıması gerekir. Bu kriterler ise EGN ve UNESCO Küresel Jeopark Ağı olan GGN tarafından belirlenmektedir. Söz konusu kriterler ise birtakım faktörlere bağlı olarak belirlenmektedir. Bu noktada jeopark olması beklenen bölgenin;
Eğer bölge kriterlere uygunsa uluslararası jeopark alanı olarak ilan edilir. Böylece diğer jeopark alanları ile ortak bir yardımlaşma platformuna ek olarak UNESCO tarafından koruma altına alınmaktadır.
Jeopark ve jeoturizm kavramlarının ilişkili olduğundan bahsettik. Jeoturizm temel olarak bir bölgenin doğasını, kültürünü ve tarihini bozmadan sürdürülebilirlik kavramı içerisinde yapılan turizm faaliyetlerini kapsar.
Yerel halkı ön planda tutan jeoturizm; bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimini destekleyen bir anlayışa sahiptir. Böylece var olan doğal kaynakların ve sosyo-kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını kolay bir hale getirir.
Özellikle son yıllarda artan jeoturizm anlayışı sayesinde farklı bölgelerin ön plana çıktığını söylemek mümkün. Bu noktada seyahat imkanlarının artması, insanların jeolojik oluşumlara ve doğaya olan ilgilerinin artması gibi durumların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla klasik bir tatil anlayışı yerine daha özgün bir tatil deneyimi sunan jeoturizm faaliyetleri de giderek popüler bir hale gelmiştir.
Dünyada pek çok jeopark alanının olduğunu ve bu alanlara yönelik jeoturizm faaliyetleri olduğunu da belirtelim. Yine Türkiye’de, jeosit bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Bu nedenle farklı tür jeositlerin bulunduğu jeopark alanları ile sürdürülebilir turizm anlayışına katkı sağlar.
Bu doğrultuda Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi, jeosit çeşitliliği ile ön plana çıkan bölgeler arasında yer alır. Bazalt sütunları, peri bacaları, kaplıcaları ile ön plana Kızılcahamam ilçesi aynı zamanda yerel kültürü ile de dikkat çeken bir konuma sahip.
Bölgede yer alan Çam Otel ise doğa dostu anlayışa uygun oteller arasında bulunan ve “Yeşil Yıldız Belgesi”ne sahip olan sayılı oteller bir tanesi olarak karşımıza çıkar. Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı içerisinde yer alan bu otel, aynı zamanda bölgedeki ormanlar içerisinde yapabileceğiniz birçok aktivite için imkan da sunar.
Ayrıca Çam Otel’in, jeoturizme ek olarak sağlık turizmi ile ön plana çıktığını belirtmek gerekir. Bu noktada termal suyun faydalarından en iyi şekilde yararlanmanıza olanak sağlar.
Eğer siz de Türkiye’nin gözde jeopark alanlarından bir tanesi olan Kızılcahamam’ı merak ediyorsanız, seyahatiniz süresince misafirlerine kusursuz hizmet sunan Çam Otel’i tercih edebilirsiniz.
Ayrıca Çam Otel’de konakladığınız süre boyunca termal ve SPA uygulamalarından yararlanabilir, Kızılcahamam’ın eşsiz doğasının tadını çıkarabilirsiniz. Böylece hem sağlık turizminden faydalanabilir hem de jeosit alanları ziyaret ederek jeoturizmden yararlanabilirsiniz.
Sizler için jeopark nedir, nasıl oluşur ve jeopark ile birçok soruyu yanıtladık. Umarız ki faydalı bir içerik olmuştur. Görüldüğü üzere jeopark alanları, ulusal ve uluslararası değeri olan özel olarak korunan bölgelerdir. Bununla birlikte jeoturizm faaliyetlerine de katkı sağlayan jeopark alanları, günümüzde en çok ziyaret edilen bölgeler arasında yer almaktadır.
Son olarak hazırlamış olduğumuz diğer içeriklerimiz için blog sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!